17 Mart 2013 Pazar

Senegal, 2010

 Senegal ile ilgili 4 dakiklık bir fotoğraf & video sunumu. Toto'nun mühiş Africa parçası eşliğinde...



Zoru sevenler için: SENEGAL

Her açıdan keyifli, konforlu ve hijyenik bir seyahat planlıyorsanız, rotanız Senegal değil. Ama gezginler ruh yakıtlarını zaten bunlardan almazlar ki! Gidip gitmemek kararını ancak gidince verebilirsiniz! Eee bu kadar riske değmez mi keşfetme heyecanı?

 


Kıta Afrika’sının en batı ucu Senegal’e İstanbul’dan ulaşmak çok kolay. Başkent Dakar’a her gün sefer var ve uçuş 7 saat 15 dakika sürüyor. Tabi şu dönemlerde gidiyorsanız milli havayolumuzun yaptığı asgari 2 saatlik rötarları da dikkate almanız gerekiyor! Dakar’a vardığınızda eğer zor bir yolculuk yaptıysanız – ki ben uçuş süresinin üstüne 4 saat 15 dakika rötarlı uçtum– nereye geldiğinizi şaşırıyorsunuz. Oldukça ilkel bir havaalanı. Senegal bize vize uygulayan bir Müslüman ülke. Giriş formlarını dağıtmadıkları için de karmaşa yaşanıyor. Dışarı çıktığımızda oldukça karanlık bir sokak bizi bekliyor ve açıkçası biraz ürküyoruz. Bir sürü insan sizden para dileniyorlar. Neyse bunları savuşturduktan sonra keyif alıcı noktaları keşfe başlıyoruz.

Karışık/renkli
Dakar merkezde kalınacaksa, hava alanı hemen hemen şehrin içinde ama eğer deniz kıyısında bir yerlerde örneğin Saly de kalınacaksa 70 km kadar güneye gitmek gerekiyor. Her iki durumda da 2,5 saati göze almak durumundasınız. Çünkü buralarda trafik feci! Kimse kurallara uymuyor, herkes birbirine teğet geçiyor, kornaya basıyor. Araç kapıları açık gidiyor, insanlar salkım saçak dışarılara sarkıyor.. 
Biz Saly’ye gidiyoruz. Saly Senegal’in sahili ve daha gelişmiş bölgesi. Ülke vakti zamanında Batı Afrika’nın yıldızı olmasına rağmen şimdilerde ekonomik çöküntü içinde. Konuştuğum herkes özellikle erkekler kendilerini Fransa’ya atıp burada yeni bir hayat kurmak isteği içindeler. 1960 yılında bağımsızlığını elde eden Senegal’in resmi dili Fransızca. Fransızcadan sonra en çok konuşulan dil buranın yerli dili Wolof. Fransızca her yerde geçiyor İngilizce konuşan ise pek yok. Bu bölgenin Dakar’dan sonraki büyük şehri Mbour, Senegal’in ana ekonomik faaliyeti olan balıkçılığın da merkezi… Buradaki sahile geldiğinizde yolda çok büyük frigorifik kamyonlar bekliyor. Denizden çıkan balık ve diğer deniz canlıları bu araçlar vasıtası ile dünyaya dağılmakta. Istakoz, dev karidesler ve böcek çok ucuz.  En büyük ihraç kalemi deniz canlıları. Ayrıca pamuklu kumaş da ihraç ürünleri arasında yer alıyor. Turizm ise daha emekleme aşamasında... Ülke halkının en büyük özelliği tenlerinin çok kara olması. Bunun başlıca nedeni Müslüman inanışa sahip olmalarından dolayı başka bir takım ırklar ile karışmamış olmamaları. Başka bir saptamam da Senegal’li kadınların gerçekten müthiş güzel bir vücuda sahip olmaları. Genelde uzun boylu ve oldukça zayıflar.
   
Dakar
Senegal’in başkenti Dakar büyük ve karışık bir Afrika başşehri.  Kokuya, sıkışıklığa, pisliğe ve düşmanca bakışlara göğüs gerebilirseniz Dakar’ın en otantik pazarı Tilene’ye gitmenizi salık veririm. Ama sakın ola ki fotoğraf çekmeye kalkışmayın. Çünkü Senegalliler buna çok kızıyor ve tepki gösteriyor. Ülke halkının %92’si Müslüman ama halkın tümü animist yani cinlere perilere de inanmakta ve fotoğraf çekildiğinde ruhunun tutsak edildiğini düşünüp tepki gösteriyorlar.
Dakar’ın görülmesi gereken diğer yerleri özellikle Goree Adası. Burası köleliğin başladığı ve Amerika’ya giden zencilerin gönderildiği liman. Bugün burası küçük sokakları, kilisesi, çarşısı ve artık müze olarak kullanılan Köle Evi (Maison des Esclaves )ile çok huzur dolu keyifli sempatik bir yer. Öğle yemeği saatine denk getirip kıyıdaki restoranların birinde kendinize biraz zaman ayırın, canlı Afrika müziği eşliğinde yemek yiyin. Feribot yaklaşık yarım saat sürmekte ve kısıtlı sayıda sefer var dikkat etmek lazım. Aslında feribotu kaçırırsanız adada konaklama olanağı da mevcut.
Dakar’ın diğer görülmesi gereken yerleri arasında Başkanlık Konutu ve Büyük cami (Grand Mosque) sayılabilir. Tabi bir de Pembe Göl (Pink Lake) bu yıl çok yağan yağmurlardan dolayı artık pembeliği kalmamış olsa da önemli bir nokta. Göl etrafında çok sayıda yarım kalmış inşaat görülmekte. Paris Dakar rallisinin bitiş noktası olması nedeniyle burası önem arz ediyormuş ama ralli şimdi güney Amerika kıtasına alınınca burası önemini kaybetmiş.



Gelgitlerin çekimi
Senegal’in sahilden içeri girdikten sonra yaklaşık 200 km lik kısmından sonra çöl başlamakta ve yerleşime pek rastlanmamakta. Ama kıyılarda ilginç oluşumlar görülüyor. Örneğin Gambia’ya giderken geçilen Saloum Deltasındaki gel git o kadar bariz ki sular çekildiğinde top oynanan sahalar 6 saat sonra sular altında kalabiliyor. Buralara gelinmişken Saloum nehrinde piroglar ile gezintiyi ve deniz kabuklarından oluşmuş Joal Fadiouth adasını görmenizi şiddetle öneriyorum. Bu adanın bir özelliği daha var, buradaki mezarlık dünyada tek örnek olan Müslüman, Hıristiyan ve Animist inanca sahip olanların beraber yattıkları bir mezarlık.
Senegal zor bir ülke. Hijyen takıntınız var ise kesinlikle tavsiye etmiyorum. Ancak çok ilginç ve çok renkli. İnsanları sıcak kanlı, çok renkli giyinmeyi seviyorlar, biraz bahşişle fotoğraflarını da çekebiliyorsunuz. Yine de burayı görüp sevip sevmeyeceğimize zor olup olmadığına ancak kendimiz karar verebiliriz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder